25 Ekim 2013 Cuma

LAGAAN

LAGAAN (2001) İngiliz sömürgesinde altında yaşamak zorunda kalan insanların mücadelesini anlatan  mükemmel bir film.Filmle birlikte kriket sporunu sevecek ,imkansız diye bir şeyin olmadığını bir kez daha göreceksiniz.

Aamir Khanın en önemli filmlerinden biri. Yapımcılığını da Aamir Khan'ın üstlendiği film dünya çapında da büyük ses getirdi ve katıldığı festivallerde  10 farklı ülkeden ödül aldı.Aamir Khan sayesinde oscara aday olan bir film, BBC'nin ölmeden önce izlemeniz gereken 50 film listesine giren Lagaan (vergi)  filminin teması kriket sporunun Hindistan'da nasıl doğduğunu da özetler nitelikle.Film 4 saate yakın süresi  ile ilk bakışta uzun gelebilir fakat hint filmlerine az çok aşinalığı olan biriyseniz bu harika yapımda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.

10 Ekim 2013 Perşembe

Shantaram'ın Filme Uyarlanması Tekrar Gündemde


Johnny Depp yıllar önce Gregory David Roberts’ın kaleme aldığı çok satan romanı “Shantaram”ı sinemaya uyarlamaya karar vermişti. Ama çekim takviminin yoğunluğu yüzünden bir türlü bu projeye sıra gelmemişti. Nihayet proje raftan indirildi ve projenin hazırlıkları başladı.



 Daha önce filmin başrolünde Johnny Depp ve efsane aktör Amitabh Bachchan'ın oynayacağı açıklanmıştı. Bugünlerde gelen habere göre Johnny Depp yapımcılıkla yetinecek. Depp'in yerine başrol için Avustralyalı aktör Joel Edgerton’ın adı geçiyor. Ancak bu konuda henüz Edgerton’ın cevabı bilinmiyor. Filmin yönetmeni de henüz belirlenmedi. “Shantaram”ı Eric Roth kaleme aldı.

Shantaram Konusu: Gregory David Roberts'in otobiyografisinden uyarladığı Hindistan'da yaşadığı inanılmaz maceralarını anlattığı ünlü romanda, mahkum bulunduğu hapishaneden kaçan ve kendisini kalabalık Bombay sokaklarına bulan bir adamın burada hiçbir zaman sahip olamadığı o içten dostlukları, aşkı ve huzuru bulması ve başından geçen olayları konu alıyor.

Biz büyüdük ve kirlendi dünya...



Büyümekle hata ettik..Ne katti bize.. Uykusuz geceler ,başı boş günler,çokça vesaireden başka...yaşadığımız  yaşayamadıklarımızın yanında yetim çocuk gibi kalıyor...ama herşeye rağmen hayat devam ediyor diyoruz sanki yaşamsal bir cümleymiş gibi...


9 Ekim 2013 Çarşamba

Hep sinemaya uyarlanır,bir kez de sinemadan uyarlansın...

Sinemanın doğuşu 19.yy başlarına kadar dayanıyor.Asırlık ömrü boyunca pek çok türde pek çok film yapıldı.Kimi efsane oldu yıllarca konuşuldu ,günümüze kadar geldi, kimisi hakettiği değeri alamadı.Kimisi de tarihin tozlu raflarında keşfedilmeyi bekliyor. 



Burdan bir ironi yapacak olursak insanlık  tarihi sinema tarihinin yaşça atası sayılır ama, sinema da işlenen konu değinen sorunlar mevcut yönetimlere çok uzak.Ya da bu sorunsalı , gerçeği,görmezden gelen  yönetimler kral çıplak edasıyla pişkinliklerini fütursuzca sergilemeye devam ediyorlar.