17 Mayıs 2016 Salı

Hindistan 13.Gün (2 Nisan 2016 Mumbai)

Salaam Bombay!
Sabah saat 6 gibi 12 saat süren 20 duraklık uzun ve yorucu bir tren yolculuğunun ardından Mumbai Chhatrapati Shivaji Terminali'ne ulaşmıştım.Bu terminal dünyanın sayılı güzellikteki istasyonlarından biriymiş ve Unesco dünya mirasları listesindeymiş.
Sabahın ilk ışıklarında tren istasyonunun girişindeki hummalı kalabalık.Fotoğrafta görünenlerin hepsi çiçek başları.

Aşırı derecede yorgun ve mahmurluk içerisinde istasyondan çıktığım gibi ilk işim taksiye atlamak oldu. Mumbai'de taksiler diğer şehirler gibi değil burada kaçak rikşalar yasak.Tek tip sarı siyah renkte genelde taksimetre ile çalışan taksi ve oto rikşalar var . Bir taksiye atlayıp daha önceden rezervasyon yaptığım ama seyahat temposundan fırsat bulamayıp değiştiremediğim Wanderers Backpackers 'e şoförün de adresi bilmemesi üzerine yoğun uğraşlar sonucu ulaştım.
Burayı 3 gece için 1600 rupi'ye rezerve etmiştim ama rezervasyonu iptal etmediğim için 2 geceliğine de olsa ödemeyi yaptım.Burası  residans içinde bir daireydi.Küçücük odalara ikişerli ve üçerli ranzalar atmışlar.Salon mutfak ve banyo 'dan oluşan normal apartman dairesiydi.O nedenle burası diğer kaldığım hosteller gibi olmayan misafir eviydi.Bana gösterilen yatağa geçip 2-3 saat kestirdim.Uyanınca da daha önce sözleştiğim Niraj ile buluşmak için dışarı çıktım.(Niraj, bollywood gruplarından tanıştığım bir arkadaşım.Hindistan'a geldiğinde ben görmeden gitme demişti zamanında :) Fakat buluşma yerimiz Mumbai'nin en güneyindeki Gateway of India (Hindistan giriş kapısı) idi. Ben ise daha kuzeyde kalan Andheri'de idim.Oraya şu meşhur banliyö trenlerini aracılığıyla gitmek istedim ve Andheri tren istasyonuna kadar yürüyerek gittim.
Mumbai de  hava aşırı sıcaktı ve hava kirliliği de diğer şehirlere nazaran daha fazla olduğunu hissettim.Ve yürürken gözlemlediğim bu şehrin kaotik yapısı..Birbiri ardına sıralanmış devasa lüks plazalar,gökdelenler ve hemen bucağında kurulu varoş mahalleleri..Mumbai, zengin ve fakir arasındaki uçurumun en bariz şekilde görüldüğü şehirdi bana göre.

Andheri tren istasyonundayım.


Tren bileti almam biraz zor oldu, gişelerde yoğun bir kuyruk var ve gişe memurları da bu yoğunluktan bezmiş olacakki fena derecede agresif.Bir süre bekledikten sonra son durak olan Chhatrapati Shivaji terminali için 30 rupilik biletimi aldım.Peronumu bulduktan sonra da kalabalıkların hakim olduğu kompartımanlardan diğerlerine göre daha boş olanına atlıyorum.4 kişilik koltukta 4 kişi oturuyoruz ama burada gittiğiniz zaman sıkça karşılacağınız benim başta yadırgayıp sonra gülümsediğim olayı yaşayacaksınız.

Her koltuğun kenarında meğersem ekstra gizli bir kişilik yer varmış.Yanınıza gelip dikilen kişi sizi hafifçe dürtükleyip kıçını koltuğun kenarına iliştiriyor ve koltuğu 4,5 kişilik yapıyor.Bunu çoğu koltukta gördüm.Ben de "noluyoruz yahu" tepkisini versem de göz göze geldiğim diğer insanlar bakışlarıyla bunun banliyö trenlerinde normal bir şey olduğunu anlatıyor adeta. :) Bu arada herhangi bir bilet kontrolü olmadı ve yaklaşık 20 dk lık bir yolculuk sonrası istasyona ulaştım.

Tren istasyonunda indikten sonra India geçidine gitmek için taksi buldum ama taksici bana 5-10 dakikalık yol için turist tarifesi çekti.150 rupi istediği yolu 50 rupi den fazla vermem deyip anlaştım.Bu bölge Mumbai'nin en modern bölgesi konumunda ve buraya Colaba isim verilmiş.Lüks yapılar asfalt yollar Avrupai görünümde insanlar, sokaklar..Burası her şeyiyle İngiliz izleri taşıyor..

Sonunda India Gate'de arkadaşım Niraj ile buluştum.


Geçidin hemen çaprazında ise vakti zamanında zengin  İngilizlerin konakladıkları meşhur Taj Mahal hotel var.Muhteşem mimari yapısıyla görkemli bir şekilde yıllara meydan okuyan hotel turistler için de uğrak bir yapı.Bu bölgede dikkatimden kaçmayan geniş güvenlik önlemleri gün boyu sürüyor.Nedeni ise 2008 yılında buraya yapılan ve 171 kişinin ölümüne neden olan terör saldırıları.

Bulunduğumuz yerde biraz sohbet edip bir şipşak fotoğrafçıya hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra başladık yolları arşınlamaya..
Yoğun kalabalık ve trafik beraberinde havanında çok sıcak olmasıyla girdik bir restorana biraz dinlenip rahatlayalım dedik.Menü her zamanki gibi bana aşırı yabancı geldi ben de bir tatlı sipariş ettim.Niraj'ın çok övdüğü aşağıda fotoğrafı olan tatlıyı yedim.Garip bir ismi vardı tam hatırlayamadım, tadı da sütlaca benzer.

Bir de Mumbai'ye gelindiğinde şu meşhur Marine Drive 'ı görmezseniz olmazmış.Biz de gittik gördük.Burası okyanusun şehirle buluştuğu devasa uzunlukta bir kordon.Akşam üzeri eşini dostunu sevgilisini alan buraya akın ediyor adeta..Püfür püfür esen okyanus esintisine karşı kafa dinlemek için güzel bir yer.
Marine Drive

Tabi buraya gelmişken en çok hayalini kurduğum ,yapılacaklar listesinde başı çeken sinema da Bollywood filmi izlemenin tam zamanıydı..Ne izleyelim diye pek fazla düşünmedik çünkü o ara vizyonda 2 tane film vardı.Kİ&Ka (Ladki&Ladka) ve Kapoor and Sons filmleri..Ben Kareena&Arjun ikilisinin kimyasını merak ettiğim için bu filmi izlemek istedim.İlk girdiğimiz sinema da bilet fiyatı Hindistan geneline göre aşırı pahalıydı..Yürüyerek yakındaki bir başka sinemaya gittik,o esnada yol üstü uğrak büfelerinden birinde soğuk mango suyumuzu içmeyi unutmadık tabi. :) Bulduğumuz diğer sinema da ücret pahalı olunca yapacak bir şey yok deyip aldık biletleri ve başladık filmi izlemeye.(Niraj'ın dediğine göre normalde biletler Hindistan genelinde  10 rupi ile 30 rupi arasındaymış ama burada tek bilete 150 rupi ödedik biz.Bu da metropol şehirlerde hayat pahalılığını gösteren örneklerden biriydi.)

Sinema girişi

Salonda Fan filminin afişini bulmuşum fotoğraf çekinmeden dururmuyum. ;)


Filmi büyük bir bir zevkle izledik.Hep hayalim olan Hindistan'da bir sinemada Bollywood filmi izlemek gerçekten başka bir duyguydu.Filmin konusuna kısaca değinmem gerekirse ,evlilik öncesi anlaşma yapan çiftimiz evlilikteki görevlerini değiş tokuş yapıyorlar.Arjun ev erkeği ,Kareena ise iş kadını oluyor.Bu başta onlara çok zevkli gelir aynı zamanda da medya da baya popüler olurlar.Ancak başarıları arttıkça birbirleri arasında önüne geçilemeyen bir rekabet söz konusu olur.

Ki&Ka 'da bizden bir görüntü görmek te güzeldi. :)

Filmi izledikten sonra saat zaten akşam 9'u geçiyordu.Tren istasyonunda Andheri için bir bilet (10 rupi) alıp  atladım trene.Aşırı kalabalıktı neredeyse ezile ezile,çanta cüzdan ve telefona dikkat etmekle cebelleşerek  yolculuğu bitirdim. :)
İstasyondan indiğimde biraz daha merkezi bir bölgeye doğru yürüyüp midemdeki açlık hissini daha fazla bastıramayacağımı anlayınca sevinçle bulduğum bir fast food restorana girip karnımı doyurdum.Saatte baya geç olmuştu ortalıkta onlarca taksi dönerken ben nedense biraz yürümek istedim.Çünkü yarın Hindistan'da son günümdü ve ben Jaipura geldiğim akşam gibi yolları arşınlayarak buradaki yaşamın nabzını tutmak ,çıplak gözle şahit olmak istedim.

Sağı solu seyrederek hayatın akışını sorgulayarak iki saate yakın yürümüşüm..Tabi yolu navigasyon ile takip ederek buldum.Yol boyunca gördüğüm sokaklarda, kaldırım kenarlarında yatan insanlar artık Hindistan'da alıştığım görüntülerdi. Bir de alkol kullanma oranı baya yüksek olacak ki alkol satan bizim tekel bayii dediğimiz dükkanların önleri yine tıka basa dolu insanlar içki almak için kuyruğa girmişti adeta..
Hotele yaklaştığımda buradaki hayati ihtiyaçların başında gelen suyumu açık olan Sai Krishna restaurantın içecek dolabından (30 rupi) alıp hotele geçtim ve diğer arkadaşlarla biraz sohbet ettikten  sonra istirahate çekildim çünkü yarın son ve büyük gün...

Gözüme Takılanlar: Hava kirliliği Hindistan'da diğer bulunduğum yerlere göre kat kat daha fazla.Hava aşırı sıcakta olunca buranın havasına alışmakta ilk başta zorluk çekiyor insan.

Günün Bilançosu: 
Konaklama: 2 gece için 1600 rupi, 
Ulaşım : 460 rupi
Yeme içme : 700 rupi

Not: Mumbai'de çektiğim fotoğrafları kaybettiğim için cep telefonundaki birkaç fotoğrafı paylaşabildim sadece.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder