10 Nisan 2016 Pazar

Hindistan 3.Gün (23 Mart 2016 Taj Mahal ve Agra Turu)



Sabah gün ağarmadan 5 gibi kalktım.Bir gün önce rezervasyon yaptığımız saat 6 Agra treninde buluşmak üzere sözleşmiştik.Bu benim Hindistan daki ilk tren deneyimim olacaktı.İstasyona biraz geç kaldım ve trenimi bulana kadar kan ter içinde kaldım.Gerçekten labirent gibi bir istasyondu ve son anda kompartımanımı bulup atlayabildim.Sanırım uçak olayından sonra ders almamışım bundan sonraki süreçlerde de aksiyonlu yolculuk başlangıçlarım oldu.:)
Hindistan'da tren yolculuklarını çok sevdim.Sakin ve konforlu yolculuğun yanı sıra bolca da yemek servisi yapılıyor.Ekte gördüğünüz fotoğraflarda önce kahvaltılık bir servis ardından da yemek servisi yapıldı.
Agra tren istasyonuna indik ve kısa bir yürüyüşten sonra zaten Hindistan'da sıkça görebileceğiniz bir manzara, yani taksi ve rikşacıların akınına uğradık.İlk olarak bir taksici bir fiyat söyledi onun aracına doğru yönelirken fiyat konusunda işkillendim ve ne olur ne olmaz diye bir de orada duran bir oto rikşa şoförüne Taj Mahal gidiş ücretini sordum.Taksicinin üçte bir fiyatını söyleyince taksi fikrinden vazgeçtik ve rikşaya atlayıp yola koyulduk.Yol boyunca şoför abi ile sohbet ettik bizi kişi başı 1000 rupi'ye tüm gün Taj Mahal,Agra Fort ve Fatehpur Sikri gezisi yaptırması konusunda anlaştık.
Agra gezisi için anlaştığımız amca :)
(Hindistan'ı gezerken taksi veya oto rikşa kiralayıp tüm gün şehir turu yapmak,hele yanınızda masrafları paylaşabileceğiniz bir arkadaşınız var ise en uygun yöntemdir.Şoför sizi istediğiniz lokasyonlara götürür ve siz orayı gezip dolaşana kadar kapıda sizi bekler.Daha sonra binip diğer lokasyona gitmek üzere devam edersiniz.) Sohbet esnasında şoför abi nereden geldiğimizi sordu ,bizden Türkiye cevabı alınca "Aa öylemi ,ben daha önce Türkleri gezdirdim.Hatta defter tutuyorum gezdirdiğim kişiler bu deftere seyahat hakkında izlenimlerini yazıyor.Yolculuktan sonra sizin de yazmanızı istiyorum" dedi.Biz de daha önce gezdirdiği Türk arkadaşın Türkçe yazdığı izlenimlerini okuyup kısa bir gülüşmeden sonra amcayla sohbet ederek ve planları konuşarak Taj Mahal yoluna devam ettik.Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra Taj Mahalin girişinde inip ortalama 2 saat sonra görüşmek üzere vedalaştık.
Uzun bir giriş bölümü ve avlu yürüyüşünden sonra işte yıllarca beklediğim o an geliyordu.
Taj Mahal'e 3-4 km kala motorlu araçların girmesi yasak.(Nedeni bu asırlık mimarinin doğallığını bozmamak için egzoz dumanından uzak tutmaya çalışılıyor.)Bu mesafeyi ya yürüyerek ya da turistler için hizmete sunulan elektrikli araçlarla kat edebiliyorsunuz.

Ölümsüz eser, aşkın mabedi Taj Mahal tüm ihtişamıyla karşımdaydı..Çok kalabalık olmasına rağmen insana garip bir sükunet veren bir havası vardı buranın.İnsan oturup buraya bakarken saatlerce dalabilir.
Taj Mahal'le ilgili çok fazla bilinen bilgilerden sıralamayacağım.Şu açıyı yakaladıktan sonra önce orada bir on dakika oturup etrafı seyrettim.Daha sonra dolaşarak bol bol fotoğraf çektim.Benim için tarifsiz keyif verici anlardan biriydi..


(Sırtınızı Taj Mahal'e döndüğünüzde giriş kapısı ve avlu)
Taj Mahal'in girişi(İçeride Şah Cihan ve Mümtaz Mahal'in kabirleri var içeride ve fotoğraf çekmek yasak).Buralarda ayakkabıyla gezmek yasak,çıplak ayakla veya ayağınıza galoş giyerek geziyorsunuz.
Taj Mahlin her bir taşı özenle seçilmiş oyulmuş ve işlenmiş büyüleyici bir işçilik barındırıyor.Girişin çevresinde gördüğünüz Arapça motiflerde Kuran-ı Kerimin Yasin suresinin tamamı yazmaktadır.

Taj Mahal'in arka tarafı ve Yamuna nehri.


2-3 saatlik bir geziden sonra (tabi bana yetmeyen bir süre oldu) diğer lokasyonları düşünerek buradan ayrılmak zorunda kaldık.Çünkü birkaç saatimiz kalmıştı ve akşam 17:40'ta Agra tren istasyonunda olmamız gerekiyordu.Geldiğimiz yolu tekrar yürüyerek Taj Mahal'in dışına çıktık ve dışarıda bizi bekleyen şoför amcamızla beraber bir sonraki durağımız Agra Kalesi'nin yolunu tuttuk.
Agra Kalesi giriş ücreti 250 rupi.(Taj Mahal giriş biletinizi atmazsanız bu biletle buraya 50 rupi indirimli girebiliyorsunuz.) Agra Kalesi de harika bir mimarıyla yapılmış Moğol eserlerinden..
 Agra Kalesi girişi ve Hintli kadınlar
Agra Kalesi'nin bahçesinden bir fotoğraf

Şah Cihan , ömrünün son yıllarında büyük oğlu Alemgir tarafından buraya hapsedilmiş ve buradan Taj Mahali seyrederek ebediyete kavuşmuş.

Agra kalesi gezimizi de tamamladıktan sonra Fatehpur Sikri'ne gitmeye yeltenecektik ki saatin geç olduğunu farkettik.Sadece iki saatimiz kalmıştı ve Fatehpur Sikri'ne gidiş geliş yaklaşık 2 saat sürüyordu zaten.Biz Taj Mahal'in büyüsüne kapılıp bütün krediyi orada harcadık sanırım.Fatehpuru görmeyi isterdim fakat çok üzülmedim  ve kalan süreyi değerlendirecek alternatifleri düşündük.Fatehpur Sikri hakkında kısa bir bilgi vermem gerekirse Agra’nın 40 km kadar batısında kurulmuş olan bir şehir.Zamanın imparatoru Ekber Şah zamanında burası Moğol hükümdarlığının başkentiymiş. Daha sonra kuraklık nedeniyle terk edilmiş hayalet bir şehir durumunda olsa da günümüze kadar çok iyi bir şekilde doğallığı korunmuş.Çünkü o kadar parayı iki yer gezmek için veremezdik.Kısa bir araştırma ve istişareden sonra gezi rehberinde adı geçen yerlerden Mehtab Bagh ve Baby Taj diye nam salmış Taj Mahal'in küçük bir versiyonu diye tabir edebileceğimiz Itimad-ul Daula..

Agra Kalesi'nden sonra şoförümüz her zamanki gibi bizi bekliyordu ve istekliydi.(Hindistanda şoförler sizi götürdüğü dükkanlardan komisyon alır.O nedenle gezdirirken sürekli size tavsiyelerde bulunur ve  alışverişe teşvik eder :))Yanına geldiğimizde yan tarafımızda seyyar bir berber kurulmuş tıraşa başlamıştı bile.Beni de traş etmek istedi ama kibarca geri çevirdim. :)
  Amcamızın bize açmısınız şuraya buraya götüreyimmi tarzı davetkar yaklaşımını kıramadık ve karnımız aç olduğu için bizi götürdüğü bir restoranda güzelce karnımızı doyurduk.Restoran ferah ve çoğu yere göre temiz bir yerdi.Zaten çoğunlukla turistlerin geldiğini gördüm.Bu nedenle hijyen ve konfor konusunda ekstra bir çaba sarfedilmiş olabilir.Yemeğe toplam 750 rupi ödedik.
Yemekten sonra da amcanın ısrarlarına fazla dirayet gösteremeyip tavsiye ettiği aşağıdaki mağazaya girdik.Bir şey almasakta bakıp fiyat öğrenmiş olduk.İçeride yine Hindistan'ın vazgeçilmezi  renk renk çeşit çeşit giysi ve hediyelikler vardı.

Bir sonraki durağımız Baby Taj idi şoförümüz bizi yakın bir yerde indirip beklemeye koyuldu..Biz buraya geldiğimizde dışarıdan gördüğümüz kadarıyla pek merak içerisine girmedik ve ortak bir kararla buraya girmekten vazgeçtik.Vaktimizin darlığı bunu tetikleyen en önemli etkendi tabiki de.
Biz bunun yerine biraz çevreyi dolaştık ve buranın girişindeki sincaplara fıstık ikram ettik. :)
Baby Taj diye nitelendirilen Itımad-ud Daulah  türbesi  İran’lı soylu bir zat olan  Mirza Gıyas Bey’in türbesidir. Bu zatın kızı Nur Cihan,  Cihangir ile evlenmiş ve bu evlilikten doğan kızları, adına Tac Mahal’in yapıldığı Mümtaz Mahal'dir.
Sokaklarda gezerken insanların çoğunun eli yüzü üstü başı boyalıydı.Çünkü Hindistan'da Holi bayramı resmen  başlamıştı.Bu gün arefesi diye nitelendirdiğimiz bir gündü,yarın ise daha coşkulu kutlanacak büyük gün.
Hindistan sokaklarında holi hazırlığı örnek videosu için tıklayın.
Agra sokaklarında Holi hazırlıkları.


Bir süre rikşa yolculuğundan sonra son durağımız ise Taj Mahal'in arka tarafında yer alan Mehtab Bahg (Mehtap Bağı) oldu.Burası Taj Mahal'in uzaktan bir silüetini izlemek için gidilebilecek oldukça sakin,içerisinde devasa bağ ve bahçelerin bulunduğu bir yer.Buraya girişte 100 rupi verdik ve Taj Mahali bir de bu açıdan seyredelim dedik. 
Mehtab Bağından Taj Mahal'in görünümü.(Arada Yamuna nehri var)
Burada bizi sevindiren ve iyi ki gelmişiz diyebileceğimiz bir olay yaşandı.Mehtap Bağını gezip dönecekken Türkçe konuşan birilerine rastladık ve akabinde bir Türk turist kafilesine denk geldiğimiz fark ettik ve kısa da olsa biraz sohbet ettik.Böyle bir coğrafyada bizden birilerini görmek ve sohbet etmek çok iyi geldi. :) Başlarında da benim sıklıkla takip ettiğim ünlü gezgin fotoğrafçı Mine Candar hanfendi vardı.Mine hanımla bir fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmedik. :)
Agra gezimizin sonuna gelmiştik ve tren saatimiz yaklaşıyordu.Doğruca rikşamıza atlayıp Jaipura gitmek için Agra tren istasyonun yolunu tuttuk.Buraya gelince amcanın gezi günlüğüne Türkçe olarak bir şeyler karaladım.Deftere ne yazdığımı sadece ben biliyorum ve belki benden sonra bu rikşaya binecek sonraki Türk gezgin bilecek.:) Peron ve vagonlarımızı bulduktan sonra 3.5 saat sürecek bir istirahata çekildik.Tren yolculuğu çok rahattı ve bu kısa sayılabilecek yolculuk boyunca 3 defa yemek ikramı yaptılar.
İkramlardan
Trenin içinden bir görünüm
Akşam saat 9 gibi Jaipur Tren istasyonuna ulaştıktan sonra rikşaya atlayıp Pelin'i daha önce rezervasyon yaptığı otele bıraktım.Ben de telefondan kalacağım hostelin konumuna baktım ve oraya rikşa ile gitmek yerine yürüyerek sokakların nabzını tutarak gitmeye karar verdim.Yol boyunca tek zorlandığım konu havanın kirliliğiydi.Gerçekten Hindistan'da hava kirliliği fena halde var.Özellikle akşamları hat safhada oluyor.Bir süre alışmakta güçlük çekip burunda ve genizde yanma  hissediyorsunuz daha sonra bunun şiddeti düşüyor ve kirliliğe bünyeniz uyum sağlamaya başlıyor. 
Aşağıya bu esnada çektiğim videoyu yükleyeceğim izleyebilirsiniz.
Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra Roadhouse hosteli buldum ve giriş işlemini yaptıktan sonra  bana verilen yatağıma yerleştim.
Hostel girişi
Günün yorgunluğunun üzerimde oluşturduğu ağırlıkla ve ertesi gün Holi'nin hayalini kurarak içim geçmiş ve güzelce bir uyku çekmişim.


Not: Bu hostele 3 gece için 1200 rupi ödedim.





2 yorum: