20 Nisan 2016 Çarşamba

Hindistan 7.Gün (27Mart 2016 - Delhi -> Varanasi)

Gece pek uyuyamadığım için geç saatlere kadar oturmuştum.Bu esnada da Hindistan günlerimle ilgili günlüğümü doldurdum.Sabah 10 gibi uyandıktan sonra kahvaltılık bir şeyler atıştırıp doğruca havalimanına gitmem gerekiyordu.Çünkü 13:30 uçağım için en azından 2 saat önceden orada olup işlemlerimi gerçekleştirmem gerekti.Hotele yakın yerlerde biraz dolaştıktan sonra dişime dokunur kahvaltılık bir şeyler bulamadım.Artık Hindistan'da acısı baharatı olmayan pek bir şey yokmuş gibi bir kanı bilinç altıma yerleşmiş gibiydi. :) Bu durumda en iyi çözüm yolu Hindistan'da bolca bulabileceğiniz çeşitli tropik meyveler.

 Ben bir seyyar tezgah bulup başına geçtim ve bir bağ muz aldım kendime.Yanına da tadını merak ettiğim adı Türkiye'de kavun ağacı olarak geçen papaya meyvesinden aldım.Tabi bunu nasıl yiyeceğim diye satıcı amcaya ifade etmemle beraber elimdeki meyveyi kapıp başladı bir güzel dilimleyip doğramaya. :)
Her şey hazır olunca da üzerine şeker görünümlü bir şey serpiştirmek istediğinde ben istememe rağmen  herhalde onlarda bu şekilde yenildiğinden ve  böyle olunca daha çok beğeneceğimi düşünerek  serpiştirip bi güzel karıştırdı.Ben de itiraz etmedim işlem tamamlanınca muz ve papaya için toplam 150 rupi ödeyerek odama geçtim ve kahvaltı faslını da bu gün meyve ile tamamlamış oldum. :)
Delhi Indra Gandhi havalimanından  adını çok duyduğum filmlere de sıkça konu olan ve garip bir şekilde beni çeken Varanasi'ye uçuş vakti gelmişti artık.

Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuğun ardından Varanasi Lal Bahadur Shastri (Eski Hindistan başbakanlarından 1964-66) havalimanına vardım.Buraya iner inmez şehrin mistik havası beni  sarmalamıştı  bile.Havalimanı şehir merkezine baya uzak bir noktada olduğu için ulaşım imkanları da o derece kısıtlıydı.Baktım taksiciler pusuya yatmış müşteri kapma yarışında ,önce bir kaçına sorup fiyat öğrendim.Hepsi de 800 rupi den aşağı fiyat çekmiyordu.Biraz daha şansımı zorlayıp araştırarak biriyle ortaklaşa bir taksi tutarak 400 rupi ye anlaştım.Yaklaşık bir saat süren bir yolculuktan sonra daha önce rezervasyon yaptığım Blox hostele ulaştım.
Buranın diğer lokasyonlardan farklı olduğunu daha adım atar atmaz anlamıştım
Ve burası Hindistan'ın en kutsal şehri olduğunu biliyordum fakat bu kadar büyükbaş hayvan beklemiyordum:)
Buraya diğer yol arkadaşım bir gün önceden gelmişti.Check-in işlemlerimi (3 gece 1100 rupi) gerçekleştirip odama yerleştim.
Ama burada yaşadığım güzel tesadüf ise başka bir Türk gezginin bizimle aynı hostel ve odada kalıyor olmasıydı.Özgür abi, yıllarca bankada çalışmış ,hiç evlenmemiş ve bir gün bir karar verip işini ve bütün çevresini geride bırakıp dünya turuna çıkmış.Bu temelli bir tur olmasa da bir gidişte bir yıl geziyormuş neredeyse.Onunla çok çabuk kaynaştım ,anlattım dinledim.Dünyanın bir ucunda kendi milletinden bir insanla karşılaşmanın verdiği güzellik bir başkaydı her zaman.Odada 3 Türk 1 Fransız 1 İrlandalı olmuştuk.Bize eşlik eden hostel çalışanı Hintli Jitesh 'de katılınca iyi bir grup olduk ve akşam yemeği için dışarı çıktık.Jitesh bizi oranın en meşhur yerlerinden biri olan Assi Ghat kenarındaki yerel pizzacıya götürdü.Bu restoran görünümlü yere ilgi inanılmaz fazlaydı ve 15-20 dakika sıra bekledik .Sanırım baya ünlü bir yer.
O akşamın en zevkli anı ortaklaşa sipariş ettiğimiz yerel pizzanın tadının nefisliği kadar birlikte geçirdiğimiz süre içerisinde yaptığımız sohbetlerdi.Ganjın esintisine karşı her milletten insan hangi amaca istinaden orada olduğunu sorgulamadan anın ,yaşadığı hayatın tadını çıkarmak için oradaydı.Ve bu mistik şehir bana büyüsünü ilk geceden göstermeye başlamıştı bile..Dilimleri paylaşarak yediğimiz pizzalara kişi başı 260 rupi ödeyerek oradan ayrıldık.(Varanasi'ye geldiğinizde Pizzeria Vaatika Cafe'ye uğrayıp o güzelim pizzalardan tatmadan gitmeyin :))Daha sonra da haydi lassi içelim dedik ve Jiteshin bizi götürmek istediği yer kapalı olunca alternatif tavsiye bir yere gittik.
Burada benim bildiğim lassi değilde ufak bir kabın içerisinde içerisinde kaymak olan bir yoğurt ve çeşitli aromaların olduğu ,tahta kaşıkla yiyebildiğimiz bir karışım yedik.İşin garibi buna da lassi deniliyormuş orada.Veya ben lassiyi sadece sıvı içecek olarak biliyordum.Tadı da fena değildi ama yapan adamın ve ortamın hijyen kalitesini gördüğüm için bitirmekte zorluk çektim. :)

İşte Varanasi'nin o akşamki kadrosu :)

Lassi ve yapan adamın üzerine yaptığımız sohbet üzerine gülüşerek geçen bir yarım saatin ardından ,bize çok uzak olmayan hostelimize geçtik.O akşam Hindistan'ın kriket maçı da varmış.Hindistan krikette dünyanın en iyilerinden biri ve bu onların ata sporu sayılır.Yani kriket onlara İngilizlerden geçse de onlar için hayat demek bu spor.O akşam da galip gelmişler ve geç saat olmasına rağmen insanlar sokaklara akmış deli gibi eğleniyorlardı. :) Biz de bir süre bu coşkuya tanıklık ettikten sonra inzivaya çekildik..




Gözüme takılanlar: Buraya ilk geldiğim andan itibaren sokaklarda aşırı derecede inek vardı ve sokaklar çok kalabalıktı.Yerel kıyafetli insan sayısı da Hindistan'ın diğer gördüğüm yerlerine nazaran çok daha fazlaydı.Sanırım burası gerçek Hindistandı..


Günün Bilançosu: Yol 550 rupi, yemek 500 rupi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder